29 Ocak 2009 Perşembe

Annelik başka birşey



Eskiden deselerdi ki aylarca uykusuz kalıcaksın,işi gücü bırakıp evde çocuk bakacaksın ve bunun için ücret almayacak sadece onların sevgisiyle yetineceksin- gerçekten inanmazdım .Anne olunca değişirmiş herşey.Tüm korkular yenilirmiş ve öyle bir güç gelirmiş ki insana,kendisi bile buna inanamazmış.İlk hamile kaldığım zamanlarda hep acabalar vardı kafamın içinde. 
Bakabilecekmiyim,başarabilecekmiyim,doyurabilecekmiyim,üstünü değiştirebilecekmiyim ve buna benzer bin ton soru.İlk doğduğunda bebeğimi inciteceğim diye çok korkmuştum ama çok kısa bir zamanda inanılmaz bir tecrübe sahibi oluyor insan ,daha doğrusu içimizdeki annelik iç güdüsü çıkıyor ortaya ve sanki kırk çocuk büyütmüş gibi oluyoruz.Dün gece bebeğim sabaha kadar uyumadı hem acısı hem de kaşıntısı vardı.Küçücük bir kedi yavrusu gibi sabaha kadar annesinin sıcacık koynunda dönüp durdu.Ona bakmak,sabaha kadar uykusuz kalmak,yaralarını öpmek ve onu koklayıp, ona sarılmak ve tüm bunları yapmaktan memnun olmak - işte annelik budur.Bambaşka bir duygu,bambaşka birşey.İyi ki anneyim....

28 Ocak 2009 Çarşamba

Anne bebek nasıl olur ?!?


Oğlan: Anne bebek nasıl olur?!?
Anne: Hııım bi düşünmem lazım.Önce kadın ve erkek tanışır.Sonra arkadaş olurlar.Sonra birbirine aşık olurlar ve evlenirler.
Oğlan:Senin ve babam gibi mi yani ?
Anne: Evet.Evlendikten bir müddet sonra bebekleri olur.
Oğlan:Ama nasıl olur???
Anne:Kadının içinde bir yumurtası var,babanın da bir tohumu.Bunlar bir araya gelince bebek olur işte.Sonra annenin karnında büyür ve vakti gelince doğar.
Oğlan:Peki tohum nasıl girer yumurtanın içine.
Ben çıkamadım işin içinde.Buyurun siz cevap bulun....
Artık leylek masalı bayatladı,zaten şimdiki çocuklar da bu masala hiç inanmıyor.Ben böyle anlatmaya çalıştım ama bir yere kadar.

25 Ocak 2009 Pazar

Dedeme mektup ...


Sen gideli tam altı yıl oldu dedem.Sensiz kocaman altı yıl.Gittiğin yerde mutlumusun?Burda mevsim kış.Üşüyormusun dedem,kasketini taktın mı,tabakanda tütün var mı?Ah seni ne kadar özledim bir bilsen.En güzel masalları sen anladırdın bize,en çok harçlık sen verirdin,hep cana yakın güler yüzlü dedem,benim en iyi dostum ,sırtaşım dedem,bizi hep sevgiyle kucaklayan kocababam yani" kocupkam"benim...
Kalbimin en derin yerinde sen varsın.Özlemim sana kavuşuncaya kadar bitmeyecek dedem.Beni görüyormusun,duyuyormusun ?
Bak "ak kızın pak kızın" bana hep öyle derdin ya,seni çok özledi.Biricik güzel dedem rahat uyu sen .Birgün elbet kavuşacağız.
Mekanın cennet olsun !!!

Ak kızın pak kızın...

24 Ocak 2009 Cumartesi

İlk karne heyecanı


Minik bir gösteriden sonra ilk karnemizi de almış olduk.Bir tesadüf eseri karnemizi en son aldık.Bebeğim de karne alamiycak diye çok üzüldü hatta epey göz yaşı döktü.Kızlardan biri yaramazlara karne yok demiş,bizim ki de inanmış(yaramaz ya).Resimde de görüldüğü gibi çok mutsuz.Öğretmeni teselli etmek için epey uğraştı.Biraz tatsız bir karne anısı olsa da oğlum için duyduklarım beni çok mutlu etti.Böylelikle karne maceramız da sona erdi.Gece de epey harçlık topladık.

14 Ocak 2009 Çarşamba

Uykudan önce küçük bir dua


Yattım sağıma,
döndüm soluma.
Melekler gelsin yanıma.
Taş gibi yatayım.Kuş gibi kalkayım.
AMİN
Bu duayı kendimi bildim bileli hergece uykuya yatmadan önce söylerim. Rahmetli dedecim bana daha çok küçük bir çocukken öğretmişti.Şimdi benim çocuklarım söylüyor,hemde her gece.Tek bir farkla aminden sonra Berke alkış deyip el çırpıyor.Melekler yavrularımızı her gece korusun.

Galiba suçiçeği olduk :-((



Düm Efe okuldan halsiz,yorgun ve şiddetli bir baş ağrısıyla döndü.Her zaman kurt gibi acıkan oğlum yemeye dokunmadı bile.Gözünün altında sivilce şeklinde bir kabarcık vardı.Hemen vicüdunu kontrol ettim ve ayağında da buna benzer bir sivilce buldum.İlk şüphelendiğim şey tabii ki suçiçeği oldu.Sabah uyandığımızda göbeğimizde ,kolumuzda ve yüzümüzde birer tane daha buldum.Hemen doktora danıştık, suçiçeği olma ihtimali varmış.Akşama babamız gelince Efeyi doktora götüreceğiz.O zaman kesinleşir.İşin en üzücü kısmı bulaşıcı olduğu için büyük ihtimalle Bero'ya da bulaşacak.Daha da kötüsü babamız çocukken suçiçeği olmamış.İstermisiniz üç adamım da suçiçeği olsun.Allahım yalvarırım olmasın böyle birşey.Zira ben şu üç adamın kaprisleriyle nasıl baş ederim .

7 Ocak 2009 Çarşamba

Anne bana bir masal anlat !!!

"AYI VE ODUNCU"


Bir varmış,bir yokmuş uzak bir diyarlarda fakir bir oduncu yaşarmış.Oduncunun tek geçim kaynağı ormandan kesip sattığı odunlarmış.Yaz kış demeden her gün ormana gidermiş.Günün birinde karşısına kocaman bir ayı çıkmış.Adam öyle çok korkmuş ki durduğu yerde kala kalmış.Çok korttuğunu gören ayı hemen oduncuyu sakinleştirmeye çalışmış.Ondan korkmaması gerektiğini ve arkadaş olmak istediğini söyledikten sonra zavallı oduncu biraz olsun korkusunu yenmeye çalışmış ve çağresiz ayı ile arkadaş olmayı kabul etmiş.Her gün ormanda karşılaşan ayı ve oduncu kısa bir zamanda çok iyi dost olmuşlar.Yine böyle bir günde ormanda oturup sohbet ederken oduncu ayıya şöyle demiş:"Ayı kardeş sana birşey söylemek istiyorum ama sakın bana kızma"."Hele söyle bakalım neymiş" demiş ayı.Oduncu da hemen söylemeye çekindiği şeyi söylemiş:"Ya senin ağzın çok kokuyor ayı kardeş".Ayı hiç birşey demeden ayağa kalkmış yerden baltayı almış ve sakin sakin oduncuya uzatmış."Al şu baltayı vur sırtıma " demiş.Yapma etme derken oduncu çağresiz ayının istediğini yapmış.Ayı yaralandıktan sonra koşar adımlarla ormanın içinde kaybolmuş.Ertesi gün ve sonraki günler ayı bir daha asla oduncunun karşısına çıkmamış.Her gün çağresizce arkadaşını aramaya devam etmiş oduncu ama onu asla bulamamış.Bir gün tüm ümidini kaybetmişken ayı çıka gelmiş."Oduncu hatırlıyormusun yıllar önce sırtıma kocaman bir yara açmıştın.Bak o yara geçti izi bile kalmadı.O gün kalbime de bir yara açmıştın o hiç kapanmadı" demiş.Oduncu yaptığından çok utanmış ve iyi bir dostunu kaybettiği için çok üzülmüş.

Oğlum mesajı aldı sanıyorum.Karşımızda kim olursa olsun, birşey söylemeden önce iki kere düşünmemiz gerek.Kocaman yaralar kapanır ama kırılan küçücük kalplerimizi tamir etmek çok zor,hatta bazen imkansız.

Bu masal çocukluğumdan aklımda kalmış.Kim yazdı ,nerden okudum ya da kim anlattı hatırlamıyorum.