24 Kasım 2014 Pazartesi

Notre Dame -Paris 2.part

Klasikleri okumaya başladığım yaşta ,beni romanlarıyla derinden etkileyen Viktor Hugo oldu."Notre Dame'nin kamburu" benim en sevdiğim kitaplardan biri.Hep bir gün Parise gitme hayali kurmuştum,o görkemli katedrali hayal etmiş içine girip gezmeyi çok istemiştim.Bazen hayaller gerçek oluyor işte.Parise ikinci gidişim,ilkinde de ilk ziyaret ettiğim yer burası oldu,ikincide de.Büyülü bir havası var buranın ,sanki Kvazimodo ile Esmeralda bir köşeden çıkacakmış gibi hissediyorum.
Katedral inanılmaz büyük.Üstelik buraya giriş ücretsiz ,Avrupada bir çok katedralde girişler ücretlidir.



İçerisi de çok görkemli
Katedral çok büyük,arkasında kocaman bir parkı var.

Katedralin hemen yanında manzarası harika köprüler var.
Biri Montebello köprüsü.

Diğeri de Pont de L'archeveche yada aşk köprüsü diye biliriz.Köprü korkulukların üzerine sevgililer isimlerini asma kilitlere yazıp asıyorlar ve aşklarını böylece sonuna kadar kilitliyorlar.Köprüden kilit alabiliyorsunuz,nöbetçi satıcılar var ve sadece 3€ 'ya aşkınızı kitleyebilirsiniz❤️
Yakında köprüde yer kalmiycak orası kesin :))


Köprülerin caddeye bakan kısmıda ve çevresinde bir çok kitapçı var ,kitapların çoğu ikinci el.
Hava yağışlı olduğu için bir çoğu kapalıydı.
"Küçük Prens" i aradım tabii ama kalmamıştı.
Köprünün diğer tarafında çok sevdiğim kafeler ve bu minik fırın var.Burda herşey inanılmaz lezzetli.
Özellikle eklerleri muhteşem,burayı  2012 keşfetmiştik,karamelli ekleri de enfes.
Ben frambuazlı tercih ettim.
Cheesecake nasıl güzel görünüyordu .
Kruvasansız olmaz.
Macaron=Fransa
Bezeler de nefis görünüyordu
Frambuazlı tart-Brioche Doree
Bu da Alman waffle,çok sevmedim hamuru biraz tatsız geldi.
Böyle işte.Bol gezmeli bol yemeli bir tatil oldu.
Ooo la la ,Paristen biraz kilolu dönmüş olabilirim.
Devam edecek....


2 yorum:

  1. Notre Damme unutamadığım ve çok etkilendiğim bir yer oldu benim de. Yeniden gitsem aynı senin gibi yapar ikinci kez mutlaka ziyaret ederdim. Ben de sanki bir yerlerde Quasimodo ile karşılaşabileceğimi sanmıştım çocukça, ne büyük bir heyecandı. Dışarıya bakan Gargoyle'ları da şaşkın bakışlar arasında dokunup sevdiğimi de düşünürsek oldukça heyecan vericiydi. O kitapçılarda insan saatlerini harcayabilir. Şimdi gitsem daha çok zaman ayırırdım.Küçük prensli eşyalar satan bir dükkan bulmuştum Sacre Coeur'un orada goblen yastıkları bile vardı, yalnız biraz pahalıydı ama bir kalem kutusu almayı başarmıştım kendime yine de şu kartpostalları görünce bulamadığıma çok üzüldüm, bana böylesi hiiiiç denk gelmedi:( Yani aslında bunlar hep ikinci kez gitmek için bir bahane aslında:) Paris için insan her daim yeni bahaneler üretebiliyor:)

    YanıtlaSil
  2. Bezelerde aklım kaldı yazmayı unutmuşum:):) Bon Appétit!!

    YanıtlaSil

yorumlarınız için teşekkürler !!!